Ekspertiz raporu, ikinci el bir aracın teknik durumunu detaylı şekilde ortaya koyan bir belgedir. İkinci el araç alımında bu raporu doğru okumak, sonraki adımların en kritik aşamalarından biridir. Çünkü raporda sunulan araç ekspertiz detayları, aracın geçmişte geçirdiği kazalardan motor sağlığına, fren performansından elektronik aksamına kadar pek çok hayati bilgiyi içerir. 2019’dan bu yana yürürlükteki düzenlemelere göre 8 yaşın altında ve 160.000 km’nin altındaki araçların satışında ekspertiz raporu zorunludur; daha eski veya yüksek kilometreli araçlarda resmi zorunluluk bulunmasa da tüm ikinci el araçlar için bu raporun alınması ve dikkatle incelenmesi uzmanlar tarafından önerilmektedir. Birçok raporda, anlaşılır olması için renk kodlaması bulunur (yeşil = “iyi”, sarı = “orta”, kırmızı = “sorunlu”). Peki, bir ekspertiz raporunda hangi bölümler yer alır ve ekspertiz raporu okuma sırasında nelere dikkat edilmelidir? Aşağıda, tipik bir raporun ana bölümlerini ve her birinin ne anlama geldiğini açıklıyoruz.
Kaporta ve Boya Kontrolü (Boya/Değişen Sorgulaması)
Örnek bir ekspertiz raporunda kaporta-boya kontrolüne ait sayfa. Her bir panelin boya kalınlığı ve “değişen parça” bilgisi gösteriliyor.
Kaporta-boya bölümü, aracın gövde aksamının kazaya karışıp karışmadığını veya yeniden boyanıp boyanmadığını anlamak açısından kritik bir kısımdır. Uzman teknisyenler, milimetrenin binde biri hassasiyetindeki cihazlarla aracın tüm kaporta panellerinin boya kalınlığını ölçer. Bu sayede boya değişen sorgulama yapılır: Fabrika çıkışı dışında sonradan boya uygulanmış parçalar ile tamamen değişen (yenisiyle değiştirilmiş) parçalar tespit edilir. Rapor genellikle aracın kaput, çamurluklar, kapılar, tavan, bagaj kapağı gibi her bir panelinin durumunu tek tek listeler. Örneğin bir parça için “orijinal” deniyorsa boyası fabrikadan çıktığı gibidir; “boyalı” deniyorsa sonradan boya işlemi görmüştür; “değişmiş” deniyorsa parça tamamen yenisiyle değiştirilmiştir. Bu bölümdeki kırmızı veya uyarı işaretleri, aracın kaza geçmişi olabileceğini gösteren en önemli red flag (uyarı işareti) kabul edilir. Özellikle şasi, direkler veya marşpiyel gibi taşıyıcı kısımlarda sonradan boya ya da düzeltme varsa, bu aracın ciddi bir kazadan geçtiğine işaret eder. Alıcılar bu bölümde, aracın boyasında gözle görülmeyen ancak cihazla tespit edilen işlemler olup olmadığına dikkat etmelidir. Çok sayıda paneli boyalı veya değişmiş bir araç, değer kaybına uğramış olabilir ve ileride sürpriz masraflar çıkarabilir.
Mekanik Testler (Motor ve Şanzıman)
Mekanik testler, aracın motoru başta olmak üzere tüm kritik mekanik aksamının genel sağlık durumunu ortaya koyar. Bu bölümde motorun çalışması, şanzıman (vites kutusu) durumu, soğutma sistemi, yağ kaçakları ve benzeri noktalar kontrol edilir. Araç lifte kaldırılarak alt bölümden motor ve şanzımanda yağ sızıntısı var mı, egzoz durumu nasıl, parçalar darbeye maruz kalmış mı gibi ayrıntılar uzmanlarca gözlemlenir. Motor performansı genellikle dyno testi (dinamometre) ile ölçülse de, mekanik kontrolde motorla ilgili başka ipuçları da aranır: Örneğin egzozdan gelen duman rengi, motorun yağ yakıp yakmadığı; motordan gelen sesler ise yatak vurması veya supap sesi gibi olası arızalar hakkında bilgi verebilir. Yağ çubuğu ve kapak kontrol edilerek motor üflemesi (yanma odası basıncının kartere kaçması) olup olmadığına bakılır. Şanzıman için, viteste geçişlerin düzgünlüğü ve (varsa) otomatik şanzıman sıvısının durumu değerlendirilir. Bu bölümde tespit edilen yağ sızıntıları, düşük kompresyon, anormal motor sesleri veya vites geçiş problemleri önemli birer kırmızı bayrak olarak görülür. Ayrıca çoğu ekspertizde akü testi de yapılır: Akünün voltajı, marş basma gücü ve ömrü ölçülerek zayıf bir akü olup olmadığı raporda belirtilir.
Fren Testleri
Örnek bir ekspertiz raporunda fren testi sonuç grafikleri. Fren kuvveti ve sağ-sol sapma değerleri grafikte gösterilmektedir.
Fren testleri, aracın fren sisteminin etkinliğini ve dengesini değerlendiren hayati bir bölümdür. Özel fren test cihazları üzerinde aracın ön ve arka tekerleklerinin frenleme kuvvetleri ölçülür. Bu cihazdaki rulolar, tekerleklere asfalt benzeri bir direnç uygulayarak fren yapıldığında her bir tekerleğin ne kadar kuvvet uyguladığını kaydeder. Rapor, ön frenler, arka frenler ve el freni (park freni) için ayrı ayrı ölçülen değerleri içerir. Fren verimliliği toplamda yüzde olarak belirtilirken, sol ve sağ tekerlekler arasındaki sapma oranı da önemli bir veridir. Örneğin, ön tekerlek fren kuvvetleri arasında %20’den büyük bir fark varsa, bu durum fren sisteminde dengesizlik olduğunu gösterir ve araç frenaj sırasında bir yana çekebilir. Raporun fren bölümünde kırmızı ile vurgulanmış bir değer görmek, fren balatalarının aşırı aşınmış olduğunu veya fren sisteminde hidrolik bir sorun bulunduğunu gösterebilir. Alıcılar, özellikle fren performansı düşük veya dengesiz çıkan araçlarda, balata ve disklerin yenilenmesi gerekip gerekmediğine dikkat etmelidir. Unutmayın, fren sistemiyle ilgili bir uyarı, güvenlik açısından en kritik red flag’lerden biridir.
Dyno Testi (Motor Performansı)
Dyno testi, motorun ürettiği gücü ve torku ölçerek aracın performansını değerlendiren önemli bir adımdır. Bu testte araç, tekerlekleri döndüren özel bir dinamometre cihazına bağlanır ve motor yüksek devirlere çıkarılarak ölçümler yapılır. Rapor sonucunda motor gücü (beygir gücü olarak), tekerlek gücü ve motor torku değerleri elde edilir. Ayrıca motor ile tekerlek arasındaki güç kaybı (aktarma organlarından kaynaklanan kayıp) hesaplanır. Aracın fabrika çıkışı teknik değerleri ile dyno sonucu ortaya çıkan değerler karşılaştırılır. Örneğin 120 beygir gücünde olması beklenen bir araç dyno testinde 100 beygir ölçülmüşse, motorunda aşınma veya performans kaybı olabileceği düşünülebilir. Bu bölümde dikkat edilmesi gereken red flag, ölçülen motor gücünün standart değerin çok altında çıkmasıdır. Aşırı düşük güç, motor kompresyonunun düştüğüne veya turbo beslemeli bir motor için turbonun verimli çalışmadığına işaret edebilir. Tersine, aracın modifiye edilip gücünün arttırıldığı da dyno grafiğinden anlaşılabilir; bu durumda da araca sonradan yapılan güç yükseltme işlemlerinin dayanıklılığı sorgulanmalıdır. Dyno testi, motorun genel sağlık durumuna dair hızlı bir fikir verse de, yalnızca bir parçadır – bu yüzden rapordaki diğer motor bulgularıyla birlikte değerlendirilmelidir.
Alt Takım Kontrolü (Süspansiyon ve Yürüyen Aksam)
Alt takım kontrolü, aracın süspansiyon sistemi, direksiyon ve genel yürüyen aksamının muayenesini kapsar. Araç lifte kaldırılarak altında kapsamlı bir görsel inceleme yapılır. Bu incelemede şasi bağlantı noktalarında bir hasar veya çürüme var mı, ön takım parçalarında (rotlar, rotiller, salıncak burçları gibi) boşluk veya aşınma var mı kontrol edilir. Amortisörlerin yağ sızdırıp sızdırmadığına ve yayların durumuna bakılır. Uzman, aks körüklerinin yırtık olup olmadığını, egzoz hattında delik veya çürüme bulunup bulunmadığını da rapora yansıtır. Birçok ekspertiz merkezinde süspansiyon testi cihazı ile her bir tekerleğin amortisör verimliliği ölçülür; aracın çukura düşme veya kasisten geçme simülasyonu ile amortisörlerin ne kadar iyi çalıştığı yüzde olarak belirlenir. Yine yanal kayma testi adı verilen kontrolde, aracın 1 km’lik seyirde ne kadar yana sapma yapacağı ölçülür. Bu, lastik açıları ve rot ayarının düzgün olup olmadığını gösterir. Alt takım bölümündeki olası red flag’ler arasında, örneğin şaside düzeltme izleri veya kaynak görülmesi (önceden ağır hasar onarımı belirtir), amortisör verimlilik değerlerinin çok düşük olması (süspansiyon sisteminin görevini yapmadığını gösterir) veya rot ayar sapmasının yüksek çıkması sayılabilir. Böyle bulgular, aracın yol tutuş ve sürüş güvenliğini olumsuz etkileyebileceğinden alıcı tarafından ciddiyetle değerlendirilmelidir.
Elektronik Sistemler ve Diagnostik Kontrol
Modern araçlar, birden fazla elektronik kontrol ünitesi ve sensör içerdiği için ekspertiz raporunda elektronik sistemlerin taranması da önemli yer tutar. Bu bölümde araca OBD-II diagnostik cihazı bağlanarak motor kontrol ünitesi (ECU), şanzıman kontrol ünitesi, ABS freni, hava yastığı (airbag) gibi sistemler taranır. Aracın beynine bağlanan bu cihaz, kayıtlı arıza kodlarını okur ve raporlar. Örneğin motor arıza lambası yanmışsa, bunun hangi sensör veya sistem arızasından kaynaklandığı kod olarak belirlenir. Airbag sisteminde bir arıza kaydı varsa, aracın önceki bir kazada hava yastıklarının açılmış olma ihtimali gündeme gelir – bu ciddi bir uyarı işaretidir, zira hava yastıkları değiştirilip beyin resetlenmeden satılan araçlar olabilir. Elektronik kontrol bölümünde çoğu rapor, taranan her sistem modülünü listeler ve yanında “OK” veya arıza kodu şeklinde not düşer. Ayrıca gösterge panelindeki uyarı ışıkları (motor, ABS, airbag, şarj sistemi vb.) kontrol edilir. Kırmızı veya önemli bir arıza kodu görüldüğünde, bu kodun ne anlama geldiği ve araç kullanımını nasıl etkileyebileceği alıcı tarafından araştırılmalıdır. Örneğin, ABS arıza kodu bulunan bir araçta, ani frenlemede tekerleklerin kilitlenme riski vardır. Bu nedenle elektronik sistemler kısmındaki bulgular da en az mekanik bulgular kadar dikkatle okunmalıdır.
Bir ekspertiz raporunu okumayı öğrenmek, ikinci el araç alışverişinde güvenli ve doğru karar vermenin anahtarıdır. Raporun her bölümüne tek tek özen göstermek, olası red flag niteliğindeki uyarıları zamanında fark etmenizi sağlar. Böylece hem aracın gerçek durumunu anlayarak değerinde bir fiyat belirleyebilir, hem de ileride karşılaşılabilecek sürpriz masrafların önüne geçebilirsiniz. Unutmayın, ekspertiz raporu detaylı bir check-up niteliğindedir ve onu dikkatlice okumak, gönül rahatlığıyla araç sahibi olmanın en sağlam yoludur.